Nevra Topalismailoğlu “Şivan-Berivan”

Bir köy hikayesidir bu anlattığım. Yüzyıllarca var olan, günümüzde de devam eden. Ekmeğini hayvancılıktan sağlayanların hikayesidir. Belki, sadece ekmek davası da değildir, bir yaşam tarzıdır yüzyıllarca terk edemedikleri. Aynı anda soğuk ve sıcağa, toza ve çamura ve ötesinde her türlü zorluğa katlanarak. Bitlis, Tatvan, Kıyıdüzü köyünde tanık olduğum ve beni çok etkileyen bu görsel hikayeyi atlatmaktır niyetim. Şivan ve Berivanların hikayesidir bu.
Bitlis ve çevresinde en önemli geçim kaynaklarındandır hayvancılık. Yüzlerce koyun ve keçiden oluşan sürüler köylülerin ana geçim kaynağıdır. İşte bu sürüleri otlatan çobanlara Şivan, koyunu sağan ve sütleri değerlendiren kadınlara ise Berivan denir.
Sürüler yaz boyunca her akşamüstü iki çoban eşliğinde Nemrut volkanik dağındaki otlaklara çıkarılır ve gece boyunca dağda kalır. Dağlarda kurt ve benzeri tehlikelere karşı çoban köpekleri korur sürüyü ve çobanları. Çobanların su, yiyecek ve eşyalarını taşıması için bir de eşek bulunur her sürüde. Öğle saatlerinde koyunları sağmak ve su içmelerini sağlamak için köye doğru yola çıkılır. Bu saatlerde sürü Berivanlarındır artık. Sağım işi bittikten sonra sürünün 20 kilometrelik yolculuğu yeniden başlar. Cildi yakan öğlen sıcağında tozu dumana katarak. Ve her gün bu yolculuk tekrar eder yüzyıllardır..