Nevra TOPALİSMAİLOĞLU “Kadim Bir Şehrin Günlüğü”

Kadim şehir İstanbul tarihi ve doğal zenginliğiyle biz fotoğrafçıların yansıra şairlere, bestekarlara, yazarlara ilham vermiş; birçok romana, şiire ve şarkıya konu olmuştur. 24 saat yaşayan bu büyülü şehir; karmaşanın ahenge, kaosun mozaiğe evrildiği olağanüstü güzellikte bir kenttir. Napolyon Bonapart “Dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu.” demiştir.

Projemi yaparken doğup büyüdüğüm, gecesine gündüzüne hayran olduğum, nereye gidersem gideyim özlemle döndüğüm İstanbul’un 24 saatinin fotoğraflarını çekmeye başladım. Yıllarca mesleğim gereği mesaim erken başladığından sabah saat 06.00’da başlayarak, günler boyunca her saatinde fotoğraflarını çekerek günlüğünü izledim. Sabahın ilk dinginliğinden sonra başlayan, tüm gün ve gece azalıp çoğalarak süregelen telaşe ve karmaşayı arka fonda kaydettiğim ortam sesleriyle size hissettirmeye çalıştım. İstanbul’un çok kültürlü, çok dilli ve çok farklı yaşam tarzlarını harmanlayan, yaşam enerjisini hissettiren bir müzikle birlikte kendi sesimden kadim şehrin günlüğünün hikayesini de aktarmak istedim. Tarih boyunca birçok olaya tanıklık etmiş şehrin meydanlarının, simge yapılarının vakur ruhunu ve insanların yaşam öykülerini yakalamaya çalıştım tüm fotoğraflarımda olabildiğince. Kuşkusuz sınırlı sürede, sınırlı fotoğraflarla İstanbul gibi büyüleyici bir kenti anlatmak imkansız. Her gün farklı bir telaşın yaşandığı, bir döngünün sürekli tekrarlandığı bu şehirde, her yeni doğan günün yeni sürprizlere açık olduğunu anlatabilmek adına da dünyaya yeni gelen bir bebeğin doğum fotoğrafıyla sonlandırdım ve bu kadim şehrin günlüğünden bir seçki sunmayı amaçladım. Umarım keyifle izlersiniz.