Kar manzaralarında fotoğraf çekerken dikkat edilecek hususlar

Soğuğunun getirdiği zorluklarına rağmen kış mevsiminin yağan karla birlikte oluşan manzaraları nedeniyle ayrı bir güzelliği vardır. Pek çok fotoğrafsever için karla kaplı manzaralar sıra dışı bir görsel şölen oluşturmakta, farklı atmosferiyle fotoğrafçının çekim arzusunu artırmaktadır.

Ancak kar fotoğrafları çekmek kendine özgü bazı zorlukları olan ve belli teknik hususlara dikkat etmeyi gerektiren konudur. Genel fotoğrafçılık bilgisine sahip olan biri kar fotoğrafı hakkında çekerken “artı pozlamak gerekir” cümlesinden daha fazla bir bilgiye sahip olmayabilir. Hatta bu bilginin kendisi için yeterli olacağını da düşünebilir. Lakin ben konunun bu kadar basit ve kolay olmadığını belirterek konuyu açmak istiyorum. Belli bir düzen içinde kalmak açısından konuyu üç bölümde ele alacağım;

  1. Çekim tekniğine ilişkin detaylar
  • Pozlamaya ilişkin detaylar
  • Beyaz ayarına ilişkin detaylar

2. Kompozisyona ilişkin detaylar

3. Ekipman ve fotoğrafçıya ilişkin detaylar

1. ÇEKİM TEKNİĞİNE İLİŞKİN DETAYLAR

  • Pozlamaya İlişkin Detaylar

Yukarıda da belirttiğim üzere genel fotoğrafçılık bilgisi içinde kar fotoğrafçılığında “artı pozlama” yapmak gerektiğini pek çok fotoğrafçı duymuştur. Genel olarak +1 pozlama yapılacağı ifadesi en çok duyduklarınızdandır. Şimdi neden ve ne kadar artı pozlama yapmak gerekir bunun izahına geçelim.

Bildiğiniz üzere tüm fotoğraf makinelerinde fotoğrafını çektiğimiz konunun ışık düzeyini ölçen ve buna göre fotoğraf makinesinin ayarlarını yapmaya yol gösteren bir sensör bulunmaktadır. POZOMETRE ya da diğer adıyla AE SENSÖRÜ denilen bu cihazın yapısında bulunan fotona duyarlı hücreler elektrik enerjisi ile yüklenerek ortamın ışık şiddetini algılarlar. Fazla aydınlık ortamlarda bu yüklenme fazla, az ışık olan ortamlarda az olacağı için pozometrede oluşan enerji seviyesine göre “görüntü sensörü”ne ne miktarda bir ışık düşürülmesi gerektiğine dair temel bilgiyi işlemciye iletirler. Lens (objektif) içerisinden geçerek gelen (TTL=Through The Lens) görüntünün ışık enerjisinin fotoğrafçıyı ilgilendiren karşılığı ise Diyafram açıklığı (f değeri) ve Perde hızıdır (enstantane). Makine işlemcisi bu iki değeri önceden girdiğimiz ISO hızını dikkate alarak hesaplar ve POZ TELAFİSİ EKRANINA yansıtır. Biz de pozometre ibresini 0 değerinin altına gelecek şekilde Perde hızı ve diyafram değerlerini, net alan derinliği ya da hareketi dondurma tercihimize göre ayarlarız. Aşağıdaki iki örnek görselde Canon ve Nikon ekranlarında poz telafisi kadranını gösterilmektedir ve görsellerde ibre 0’ın altında durmaktadır.

 

Ancak bu sistemde pozometrenin kalibrasyonu %18 gri üzerinden yapıldığından kar fotoğraflarında bu hesap tutmaz. Fotoğraf makinelerinde doğru pozlamanın karşılığı % 18 GRİ tonu elde etmektir. Yani biz siyah renkli bir cismi fotoğraflamak için poz telafisi ibresini sıfırın altına getirecek şekilde ayar girersek makine onu %18 gri olacak şekilde pozlar. Öte yandan bembeyaz bir cismi fotoğraflarsak yine %18 gri tonda bir parlaklık düzeyi oluşacak şekilde çeker. Bu hususa POZMETRENİN YANILMASI denilmektedir. Bu durumda biz karlı bir alanı pozometre ibresi 0’ın altına gelecek şekilde ayarlarsak, karlı alanlar beyaz değil gri olacak şekilde, daha karanlık pozlanacaktır. Bu nedenle bu poz kaybını ARTI POZLAMA girerek yani daha aydınlık çekerek telafi ederiz. (Not: Artı pozlama daha parlak, eksi pozlama ise daha koyu olacak şekilde sonuç verir). Aşağıdaki örnek iki görselde ise artı pozlama girildiğinde poz telafisi kadranında ibrenin durumu görülmektedir.

Peki bu artı pozlamanın miktarı ne kadar olmalıdır?

Elbette ki bu sorunun önceden bilinebilecek sabit bir cevabı yoktur. Genel bir ortalama olarak +1 pozlama girilmesi tavsiye edilmektedir ama karla kaplı alanın büyüklüğüne göre +0,5 ile +2 aralığında bir poz telafisi gerekebilir. Karlı alan tüm kadrajı kaplıyorsa, gökyüzü parlak güneşli ve karlar parlıyorsa +2’ye kadar çıkılabilirken, kapalı bir gökyüzü varsa, binalar vs nedeniyle karlı alan miktarı azalmışsa +0,5 pozlama yeterli olabilir.

POZOMETREYİ YANILTAN VE DOĞRU POZU BULMAMIZI GÜÇLEŞTİREN DURUMLARDA ÇÖZÜM YOLLARI

Öncelikle pozometrenin ışık miktarını doğru algılaması için iki hususa dikkat etmemiz gereklidir:

  1. Makinenin ölçüm modunu (metraj kipini) doğru tercih etmek,
  2. Işığı konunun doğru yerinden ölçmek.

Aşağıdaki görselde yanlış ölçüm modu seçimi ve poz telafisi girilmemesi nedeniyle hatalı olarak karanlık pozlanmış bir örnek yer almaktadır.

Şimdi bu iki hususu ana hatlarıyla ele alalım:

  1. Makinenin ölçüm modunu doğru girmek: Bildiğiniz üzere 3 temel ölçüm modu bulunmaktadır. Bunlar;
  • Noktasal
  • Değerlendirmeli (Matris=Matrix=Genel Alan Ölçümü)
  • Merkez Ağırlıklı Ortalama modlarıdır (Canon’da diğerlerinden farklı olarak bir de kısmi ölçüm modu bulunur ancak burada ele alınmayacaktır. Daha ziyade portre çekimlerinde tercih edilir).

Kar fotoğraflarında genel manzara çekimi yapıyorsak Değerlendirmeli Ölçüm modunu kullanmak uygun olacaktır. Zira bu modda makine çerçevedeki bölgeleri 5 parçaya bölerek, her biri için ayrı poz değeri okumaları yapar( orta alan, sağ üst, sol üst, sağ alt ve sol alt alanlar şeklinde). Sahnede hangi kısımların önemli olduğu ve doğru pozlanması gerektiği hakkında makine bir karar verir. Makinenin verdiği bu kararı normalde ibreyi sıfıra getirerek uygularız. Ancak kar manzaralarında ışığın parlaklığına göre +1 ile +2 arasında bir poz telafisi girmek bizi doğru sonuca götürür. Benim tavsiyem aynı manzarayı hem +1 hem de +2 poz telafisi ile ayrı ayrı çekmeniz yönünde olacaktır. (Makinenize hakimseniz Exposure Bracketting yapabilirsiniz).

Aşağıdaki fotoğrafta +1 pozlama ile hem karda yürüyen modelin doğru pozlanması  hem de karların daha beyaz ve parlak oluşması sağlanmıştır.

Fotoğraf:Kemal BEĞENDİK

Bu fotoğrafta noktasal ölçüm modunu kullansaydık, makine kadrajın tam ortasındaki %1-3 lük bir alanına düşen görüntüden ölçüm yapacak ve sadece karlardan oluşan parlak beyaz alanı doğru pozlamak için bizi yönlendirecekti. Böylesine parlak bir noktanın ışık ölçümü bu manzaranın tümünün ışığı hakkında bizi doğru sonuca götüremez. Peki karlı ortamlarda çekim yapıyorken hiç bir zaman noktasal ölçüm kullanmamalı mıyız? Elbette ki cevabımız; hayır. Çektiğimiz konu karla kaplı bir alan değil de bir insan, hayvan vs gibi farklı bir konu ise değerlendirmeli ölçümden ziyade noktasal ölçümü tercih etmek doğru poza ulaşmak için daha avantajlı olacaktır. Önemli olan bu fotoğraflarda ışığı nereden ölçtüğümüzdür.

  1. Işığı konunun doğru yerinden ölçmek: Bilhassa noktasal ölçümlerde önem arzeden bu husus karlı ve parlak ortamlarda porte, makro vb konuları çekerken bizim pozlama hatası yapmamızı önleyecektir. Önce Aşağıdaki fotoğrafı yorumlayalım ve konuyu açalım:

Fotoğraf:Kemal BEĞENDİK

 

Bu fotoğrafta modelimiz karlı bir arka planda yer alırken, siyah bir kapüşonlu hırka taşımaktadır.  Siyah ve beyazlardan oluşan karışık bu ortam pozometre için son derece ters ve zorlayıcıdır. Bu renk ve ışık koşullarında doğru poza ancak ölçümü modelin yüzünden yaparsak ulaşabiliriz. Modelin yüzünden aldığımız değerleri artı pozlama yapmadan doğrudan girersek doğru netice elde ederiz. Benzer şekilde, karlı alanlarla aynı ışığın düştüğü beton, yeşil yaprak, kiremit, orta tonlu boyayla boyanmış duvar gibi cisimlerden yapacağımız noktasal ölçüm bizi tüm manzara için doğru sonuca götürür. Zira yaprak, kiremit, beton gibi cisimler ota tonludur ve pozometre bu cisimleri pozlarken %18 gri değerine yaklaşık sonuç üretirler.

Peki modelimiz hareketli veya uzakta ise ve yüzünden noktasal ölçüm yapamıyorsak nasıl bir yol izlemeliyiz? Bunun en kolay çözümü modele düşen ışığın aynı olduğu bir ortamda elimizin ışığını ölçmektir. Avuç içinden yapacağımız ölçüm, modelin doğru pozlanması için için gereken ayarlarla birebir aynı olacaktır. Ben model çekiyorsam ölçümü modelden değil, onunla aynı ışığa sahip bir yerde avuç içimden ölçüm yapmayı tercih ediyorum. Zira özellikle model uzaktaysa sakal, gözlük, kıyafet gibi unsurlar noktasal ölçümde hataya neden olabilmektedir.

 

  • Beyaz Ayarına İlişkin Detaylar:

Kar manzalarında temel sorunlardan biri de beyaz kar örtüsünün üzerine düşen ışığı aynı renkte yansımasıdır. Mavi bir gökyüzü altında karlar mavi, günbatımına doğru ise sarı turuncu renkte çıkabilir. Bu nedenle doğru renge ulaşabilmek için tercihen CUSTOM WB ile ortam ışığında beyaz bir kağıt fotoğrafı çekerek bunu makineye tanıtmak gerekmektedir. Bu sayede makine tarafından ortamda beyazı saptıran renk tonları fotoğrafın genelinden silinecek ve saf beyaz renk elde edilebilecektir. Eğer buna imkanınız yoksa çekim sonrası düzenlemelerde daha kaliteli sonuç elde etmek için RAW formatında çekim yapmanızı öneririm. RAW editlemeyi bilmiyorsanız AUTO WB ile çekim yaparsanız makineniz renk sapmalarını kısmen düzeltecektir. Aşağıdaki fotoğrafta karların üzerine yansımış mavi tona dikkat edin. Doğru beyaz ayarı girilseydi bu ton bozulması önlenebilirdi.

 

2. KOMPOZİSYONA İLİŞKİN DETAYLAR:

Kar manzaraları doğru konu ve içerikle fotoğraflandığında elbette çok güzel ve etkileyici sonuçlara ulaştırır. Ancak kontrast oluşturacak öğeler ve beyaz boşluğu dolduracak detaylar yoksa fotoğrafımız monoton ve sönük kalacaktır. O nedenle beyaz kar örtüsünün fotoğrafta aşırı yer etmemesine, renkli ve desenli öğelerin yer almasına dikkat etmek fotoğrafa canlılık ve dinamizm katacaktır. Gözün hareketini yönlendirecek izler, çitler gibi unsurlar, fotoğrafı çekici kılar.

Fotoğraf:Pınar BEĞENDİK

 

Fotoğraf:Kemal BEĞENDİK

 

Kışın kurumuş ağaçlar fotoğrafta farklı bir hüzün ve kasvet etkisi yaratır.

Fotoğraf:Pınar BEĞENDİK

 

Donmuş sular, sarkan buzlar, buz tutmuş bitkiler, kar üzerindeki ayak izleri pek çok öğe kompozisyonu oluşturan ve destekleyen unsurlardır.

Öte yandan keskin güneş altında çekim yapmaktan ziyade, altın saat denen gün batımında, gün doğumunda güneş ışınlarının yataya yakın düştüğü ikindi sonralarında fotoğraf çekmek, kar üzerinde çok güçlü ışık ve gölge unsurları elde etmemizi sağlar.

Kar yağarken, ve sisli havalarda oluşan dramatik etki eşsiz fotoğraflar çekmemizi sağlayabilir.

Fotoğraf:Pınar BEĞENDİK

Fotoğraf:Pınar BEĞENDİK

 

Tele lens ve açık diyafram ile bulanık arka planda kar hoş bir beyaz fon oluşturabilir

Fotoğraf:Kemal BEĞENDİK

 

Fotoğraf:Pınar BEĞENDİK

 

3. EKİPMAN ve FOTOĞRAFÇIYA İLİŞKİN DETAYLAR

Kış aylarında fotoğraf çekmenin teknik zorluklarına ek olarak Mevsime özgü ekstra zorluklar bazı tedbir ve hazırlıkları gerekli kılmaktadır. Tabii ki öncelikle fotoğrafçının ortama uygun kıyafet seçimi yapmış olması çekim ortamında rahat çalışmasına imkan tanıyacaktır.

Kış fotoğrafçılığında bilinmesi gereken temel donanım bilgisi sıfır derece civarında pillerin dolu olmasına rağmen bitmiş görünmesidir. O nedenle yeterli sayıda yedek pil hazır bulunmalı ve bunlar sıcak bir yerde (cepte, araçta vs) muhafaza edilmelidir. Soğuktan dolayı bitti görünen pili ısıtırsanız bir miktar enerjinin tekrar kullanılabilir olduğunu da görürsünüz.

Parlak güneşli ortam pozlamayı zorlaştıracağı için özellikle arka planı flu (Bokeh) fotoğraf çekiminde sizi zorlayacaktır. Çoğu makinenin sahip olduğu çok güneşli karlı ortamlarda 1/4000 perde hızı düşük diyafram değerlerinde yetersiz kalacaktır. O nedenle Nötral Dansite Filtresi kullanmanız gerekebilir. Hafif puslu havalarda gökyüzünün maviliğini daha net alabilmek için de polarizasyon filtresi kullanmak işe yarayacaktır. Lensinizin ön merceklerini korumak adına da UV filtre kullanabilirsiniz. Kar taneciklerinin lensinizin ön kamına yapışması halinde temizliği zor olacaktır ama UV filtreyi kolayca temizleyebilirsiniz.

Öte yandan yağan kar tanelerini net çekmek istiyorsanız Manuel Modda da kullanılabilen bir flaş kullanmanız daha başarılı sonuçlar almanızı sağlar. Flaşlar ölçümü normalde TTL olarak yaparlar (yani lensten giren ve pozometrenin ölçtüğü ışık ve uzaklık bilgilerine göre parlaklık düzeyini otomatik ayarlar). Manuel kullanımda TTL’ye göre daha iyi sonuçlar elde edersiniz. Ancak bu iyi sonuca deneyerek ve göz zevkinize göre karar vermeniz gerekecektir.

Şimdi anlatacaklarım ise kış fotoğrafçılığının sık karşılaşılan ve fotoğrafçının çok dikkat etmesi gereken konularından biridir. Uzun süre soğukta kalan bir makine ve lens ile sıcak bir ortama girdiğinizde yoğun bir buğulaşma oluşur. Bu buğu bazen su damlacıkları oluşacak kadar fazla olur ve makinenin tüm aksamında gerçekleşir. İşte bu anda makineyi açarsanız kısa devre yaptırma olasılığınız çok yüksektir. Benim tavsiyem dışarıdan içeri girmeden önce pili çıkarmanız ve buğulaşma kaybolana kadar makineyi açmamanızdır. Oluşan optik yüzeyler ve iç aksamdaki buğuyu kesinlikle silmeye kalkmayın ve kendiliğinden kaybolmasını bekleyin. Makine dışını kurulamanızda elbette bir mahzur yoktur.

Kemal BEĞENDİK/ Suretialem Fotoğraf ve Sinema Sanatı Derneği Başkan Yardımcısı/Eğitim Sorumlusu.