GILCAN METE “DELİLİĞİN SINIRINDA”

DELİLİĞİN SINIRINDA
Deliliğin sınırında okuduğum hazin bir bale sanatçının hikayesinden esinlenerek çalıştığım bir fotoğraf projesidir.
Red Giselle- Bir Balerinin Öyküsü adlı esere konu olan balerin Olga Spessivtseva, 1895’te St. Petersburg’da doğdu. Yaşamının ilk 10 yılını yetimhanede geçiren sanatçı, 10 yaşındayken St. Petersburg İmparatorluk Bale Tiyatrosu’na katıldı. Daha sonra Marinsky Tiyatrosu’na geçti.
Bu sırada ortaya çıkan Rus Devrimi, genç sanatçının yaşamını da alt üst etti. Ülkesini, büyük aşkını, kısaca her şeyini geride bırakarak Batı’ya göç etti.
Çeşitli Avrupa ülkelerinde dans eden Olga Spessivtseva, en çok Giselle, Kuğu Gölü ve Uyuyan Güzel adlı yapıtlardaki yorumuyla dikkat çekti.
Sanatçı, girdiği ruhsal bunalım nedeniyle genç yaşta sahnelere veda etti. Yaşamının 20 yılını akıl hastanesinde geçirdi. Sağlığına kavuşunca New York yakınlarındaki bir Rus kolonisine yerleşen Olga Spessivtseva, 1991 yılında 96 yaşındayken yaşama veda etti.
Okuduğumuz kitaplardan, izlediğimiz filmlerden, dinlediğimiz şarkılardan ve hayatta ki her şeyden bizim yaşamadığımız ama etkisinde kaldığımız birçok şey ile karşılaşıyoruz. Bu hüzünlü hayat hikayesinin bende bıraktığı etkiyi Olga ya çok benzeyen ve bale yapan bir modelle karşılaşınca bu deliliğin sınırını anlamaya çalıştım. Hayat hepimiz için bazen aklımızı zorluyor. O sınıra yaklaşan her insan belki de sesinin yetmediği, çığlığının duyulmadığı, acılarının fark edilmediği anda ruhunda derin sancılar duyuyor.
George Orwell’in de dediği gibi,
’’ İNSAN SEVİLMEKTEN ÇOK ANLAŞILMAYI İSTİYORDU BELKİ DE’’