Gılcan Mete DELİBAY “Hayvan Pazarı”

Hayvan Pazarı

Boynuzun eski Türk tarihinde ve kültüründe önemli bir yeri vardır. Egemenlik ve gücün temsilidir. Orta çağ minyatürlerinde Oğuz Han ve oğulları güçlerinin sembolü olarak boynuzlu şekilde resmedilmişlerdir. Boynuzlarının arasında dünyayı taşıyan boğa motifi de Tatarlar tarafından ortaya atılmış bir inançtır.

Keltler de dahil birçok antik kültürde boynuz saygı uyandıran bir unsur oluşturur ve gücü, bolluğu, varlığı sembolize eder. Hitit tanrıları da boynuzlu olarak sembolize edilmiştir. Yunan mitolojisine göre ise tanrıların tanrısı olan Zeus çocukken Amalthea adındaki bir keçi tarafından beslenmiştir. Efsaneye göre Zeus bu keçinin bir boynuzunu kırmış ve bu boynuz parçasına içinin her zaman nimetlerle dolu olması gücünü bağışlamıştır, bu sebeple de bereketi sembolize eder.

Hint mitolojisinde de inekler bereketi sembolize eder ve çok önemli bir yere sahiptir. Tanrının bedene bürünmüş hali olduğuna inanılan Krişna bir taraftan Govinda, yani “inek çobanı”, diğer taraftan Gopala, yani “ineklerin koruyucusu” olarak betimlenir. Ortaçağda ise Şeytan keçiye benzeyen, keçi sakallı ve boynuzlu olarak tasvir edilirdi. Bu tasvir de pagan inanışına dayanan bazı tanrı figürlerinden (Pan, Dionysus) kaynaklanır.

Tevrat’ta ise boynuz yine gücün simgesi olarak anlatılır ve güç, üstünlük, iktidar mücadelesini yansıtır. Rivayete göre Hz. Musa boynuzun güc simgesine atıfta bulunurcasına Firavuna hitaben şöyle demiştir: “Sivri, keskin boynuzların birçok ciğerler deldi.  İşte şu asam da senin küstah boynuzunu kırdı”. Ek olarak Yahudi inancında şofar adı verilen, keçi veya koç boynuzundan yapılan borunun önemli bir yeri vardır. Roş Aşana ve Yom Kipur bayramlarında çalınan bu aletin sesi tanrının buyruğunu temsil eder ve hem bir uyandırma vazifesi görürken hem de insanlığa yenilenmenin zorunluluğunu hatırlatan kutsal bir sestir.

İslam inancına göre de Hz. İbrahim oğlunu kurban etmek üzereyken ona oğlunun yerine kesmesi için bir koç gönderilmiştir. Burada gönderilen koç da yine tanrının emrini temsil eden bir konumdadır.

Sonuç olarak kurban gelenekleri ve boynuzlara yüklenen anlamlar insanlık tarihi kadar eski ve karmaşıktır. Hayvan pazarında kendisi için pazarlık edilen bir hayvanın ölümü bekleyişi ise oldukça yalın. Uğruna destanlar yazılan hatta dünyanın dönüşünün atfedildiği kudret sembolü boynuzların üstündeki sembolik sis kalktığında, bütün mesele yalnızca bir yaşam ve ölüm meselesidir.