Kayseri’nin Hörmetçi köyünde fotoğraflarını çektiğimiz atların serisini hazırlarken ilk aklıma gelen isim Vivendum oldu. Vivendum Latincede yaşamı ve yaşanması gerekenleri içinde barındıran coşkulu ve dopdolu anlamı olan bir kelime ve benim atları çekerken yaşadığım o heyecanı anlatan bir seri ismi oldu.

Altay Türkleri’nin inanışına göre dünya ve cennet arasındaki yolda atlar vardır. Türk mitolojisinde atın gücü şifacıyı dünyalar arasında taşır ve Tanrıların yanında bulunan at, ölümün ve sezginin sembolüdür, gökte ve yerde yeri vardır. Tanrıların insanlara yardım etmesi için onun varlığı gerekir, esrarengiz bir alemi yeryüzünde temsil eder, şamanın ve insanların en iyi dostudur. Atın ruhu rehber olur ve dikkatli olmanızı, anda yaşamanızı hatırlatır, size birlikte olduğunuz kişilere karşı kalbinizdeki minnettarlığı ifade etmenizde sizi destekler. İnsanı cennete ulaştıracak yolu o bilir.

Yoga ve enerji ile şifa eğitimlerinde de anlattığım; evrende varoluşu temsil eden elementler Toprak, Su, Ateş, ve Hava ile kadim bilgilere göre görüp dokunamadığımız Eter (boşluk) elementidir. Beş elementi anlamak için önce doğayı anlamak ve gözlemlemek gerekir. Şehir hayatında fiziki olarak doğadan uzaklaşmış olsak da içsel dünyamız aslında doğa ile birdir. Doğanın dengesini anladığımızda, elementlerin fiziksel dünyamız için de temel oluşturduğunu görürüz. Çünkü orada gördüğümüz her şey aslında özümüzde mevcuttur.

Tozu dumana katarak koşan yüzlerce atın arasında kaldığım anlarda öyle yoğun duygular hissettim ki kesinlikle en çok içselleştirdiğim ve beni bambaşka yolculuklara çıkaran özel bir çekim oldu.

Aylin Turnator